11 Ekim 2010 Pazartesi

mutsuzluk ki elde edilmesi en kolay...

Yığınla, rengarenk, şekerlemelere benzer renkleriyle, delilikten bozma neşeleriyle, bütün iyi niyetiyle, bütün boşvermişliğiyle, bütün sevgisi ve bütün özlemiyle, kalbini açıp bir şeyler söylemeye çalıştı ona ARİA. O buz gibi soğuk, taştan oyulmuş heykel Aria'nın tüm bu söylediklerini gereksiz ve yersiz buldu, "daha ciddi olunuz" deyip yüzünü döndü Aria'ya. Aria duyduklarına inanamadı bir an, çünkü bu heykeli bulduğunda yeryüzünde en çok kendisine ihtiyacı olanın bu taştan oyulmuş heykel olduğunu düşünmüştü. Aria henüz küçücük bir kızdı, elleri ufacıktı, parmaklarıyla heykelin yüzüne dokunmaya ve onun bu olumsuz ifadesini elleriyle yoklamaya çalıştı, önce boyu yetişmedi ona, sonra heykelin yanındaki taştan levhaya çıkıp denedi aynı şeyi. Dokundu heykelin yüzüne, gerçekti, heykel büyük bir kibirle Aria'nın sırtını sıvazladı ve ona aşağı inmezse düşeceğini söyledi.

Aria anlamıştı, heykelin artık ona ihtiyacı yoktu, belki de heykel Aria onu bulduğunda hissettiği tüm yalnızlığından, Aria'nın gelişine sevindiği zamanlardan, bu parkın bahçesinde geçirdiği bütün soğuk gecelerde Aria'yı düşünmekten ve Aria gündüzleri ona geldiğinde bunu ona coşkuyla anlatmaktan, Aria'ya bir zamanlar duyduğu özlemden utanıyordu...

Yapacak bir şey yoktu, Aria indi taş levhadan, heykelin önüne sunduğu bütün hayali şekerlemelerini, bütün neşelerini, ona vermek istediği herşeyi teker teker topladı yerden. Aria'nın elleriyle havayı avuçlayıp, görünmez cisimleri çantasına doldurmasını bir süre şaşkınlıkla izledi heykel. Sonra homurdanarak, huzursuzca etrafına baktı.

- Kimseye rezil olmadınız, korkmayın; dedi Aria.

Heykel anlamıyormuş gibi umursamazlıkla havaya baktı.

Aria ise heykele arkasını döndü ve yürümeye başladı, heykel Aria'nın hoşçakal demeyecek kadar nezaket kurallarından bihaber olduğunu, yüzyıllardır söylenegelen görgü savsatalarını bir homurtuyla tekrarladı durdu. Aria dönüp ona cevap veremedi, utanmadan gözyaşlarını akıttı yollara, rezil olabileceği kimseleri düşünmedi. Kimse de onu önemsemedi zaten, kendi halinde önemsiz bir insancık ve o taştan heykelin olağan taşlığına üzülüp duruyor hala...

Heykelden ise haber alınamadı...

ARZU UÇAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder