7 Temmuz 2010 Çarşamba

ahh lhasa...


Vaktinden önce bu dünyayı terkeylemiş biri Lhasa de Sela, ben de onu vaktinden geç keşfettim, "kimmiş bu şarkıların sahibi kadın" deyip araştırdığımda onun yakın bir tarihte dünyaya veda ettiğini öğrenmiştim. Bunun üzerine bir mektup yazdım bir dostuma, Lhasa'yla geç tanışmamızın şerefine ve biraz da onun dünyadan gidişine veda niteliğinde...




Bu kadını yeni keşfettim ben, heyecanla hayatını okuyordum ekşi de, hatta ilk yorum şöyleydi :

meksika asıllı, çocukluğunu bi otobüsle göçebe hayatı yaşayarak, şarkı söyleyerek geçirmiş olan, şu an montrealde ikamet etmekte olan, 98 çıkışlı la llorona adlı iç yakıcı bi albüme ve "kucağına bi kıvrılsam da uyusam" dedirten inanılmaz bi sese sahip hüzün küpü, güzel latin kadını.

Sonra son entrylerde 1 ocak 2010'da 38 yaşında kanserden öldüğünü okudum, bir şeyi kaybetmişim gibi geldi bana, oysa geçen sene keşfetseydim onu, şu an yaptığım gibi şarkılarını dinleyip melankolik bir moda girecektim ve sonra bak böyle bir kadın keşfettim, hayatı, tarzı, sesi, şarkıları olağanüstü güzel, ilham verici diyecektim. Ölmeseydi bu kadar özel olacak mıydı, ölüme yüklediğimiz anlamı sorgulattı bu kadın bana. Herkesin değeri öldükten sonra anlaşılır gibi bir klişeyi hakikaten yaşıyor muyuz dedim şarkılarını internette ararken.

Ama sonra fark ettim ki sana gönderdiğim şarkıyı bu kadın söylüyormuş, ben bu şarkıyı aylardır dinliyorum.

Tamam dedim ölmesine gerek yokmuş, bir insanın yeteneğini ölümünde güzelleştirecek kadar sığ değilmişim, ama keşke ölmeseymiş dedirtiyor bana yine de şu an kulaklığımla dinlediğim sesi, güzel bir yol filmine girip orada yaşamak gibi bir hayalin kapılarını açıyor sanki...

Ve bana en ağır gelense bütün bunları hayal edip bir sürü ülke bir sürü insan bir sürü film bir sürü müzikle dolaşırken içinde, hala bu dört duvar arasında hiç inanmadığım, hiç ısınamadığım bir iş yapmaya çalışmak. İçimize hayalleri koyan ne acımasız bir tanrı ki gerçekleştirmemize imkansız uzaklıkta yerlere, yollara fırlatıyor bizi. Ama bir taraftan da içimde bu hayaller olmasaydı, etrafımda bu kadar bıktığım insandan ne farkım kalırdı diyorum, şükrediyorum tanrıya. Ve çoğu zaman neye üzülsem neye sevinsem bilemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder